Eflatun Yayınevi, Richard B. Primack'ın Doğa Koruma Biyolojisi kitabının çevirisini dağıtıma başlıyor. Ülkemizde çeviri de olsa bu tür yayınların basıldığını görmek sevindirici bir gelişme.
Kitabın tanıtım yazısının edebiyat lezzetli bir bölümünde şöyle deniyor:
Bu eser bir ağlama duvarı, dilek ağacı ya da bilinmezi haber veren fal kitabı değil. Günümüz koşullarını, siyasal, parasal ve uygarlığın yarattığı her türlü değer bakımından değerlendirip, bilimsel koşullar bağlamında gerçekçi adım atmayı amaçlıyor. Bu adımlar nasıl atılır, parasal kaynak nasıl bulunur, toplum bu işin nasıl paydaşı olur, dünyada bu işleri başaranlar ne yapmış, hangi örgütler ve bilgi kaynakları bu amaca hizmet eder? Kitapta bunların ve bunlara benzer daha yüzlerce sorunun cevabını bulabilirsiniz.
Kitapta doğayla ilgili her bilim alanının çalışmaları araştırma, tanıma ve koruma penceresinden incelenmiş. Bu bilgiler ileri düzey bir akademik bilginin ışığında, ama toplumun her kesiminden insanın anlayacağı bir sadelikle yazılmış. Doğayı tanıma ve koruma konusunda kafa yoran akademik dünyanın dışındaki her aydın da, bu kitaptaki bilgileri büyük bir keyifle okuyup anlayabilir. Doğa koruma konusunu bilimsel bir çalışma olarak incelemek ve doğadaki tahribatın insanlığın bugünü ile geleceğine etkilerini ortaya koymak, kitabın en önemli başarılarından biri. Ancak konunun dinsel, ahlaki ve çağdaş değerler bakımından da ele alınıp zengin örneklerle sunulması, bu kitaba ayrı bir özgünlük katıyor.
Doğa ile ilgisi olan her toplumsal katmandan insanı, özellikle de kırsal kesim insanını, bu kitapta ayrıntısı ile tanıyacak, belki de farkında olmadan yağmur ormanlarındaki bir kabilenin av törenine katılacak ya da “harman yerine kehribar başaklı sap çeken” bir köylüyle DDT’nin etkisini tartışıyor olacaksınız, gün doğmadan seher yelini beklerken.
Türk köylüsü için “O, topraktan öğrenip, kitapsız bilendir” diyen Türk ozanı ile bilim insanlarının yerli halktan öğrenecekleri, onları koruma çalışmalarına katıp uyum içinde çalışmaya olan gereksinimi bu kitabın ana fikri haline getiren Amerikalı bilim insanı, şaşırtıcı bir şekilde aynı düşüncede buluşuyorlar. Kitaptaki bilgileri okurken ya da onları özümsedikten sonra, belki siz de dönüp çocukluğunuzda duyduğunuz keklik sesini, serinlemek için girdiğiniz göleti, içinden geçemediğiniz ırmağı, tadını unutamadığınız ekşi eriği ya da balığı aramaya çıkacaksınız.
E-mail: efil@efilyayinevi.com
|